Blogun belli bir konusu yok... Önceden, çeşitli blog denemelerim olmuştu, ama çoğunu sildim, bıraktım... Bu sefer kalıcı olsun istiyorum. Umarım, dilerim, bu blog hep pozitif sinerjili, pozitif frekanslı, ... ve katkı verici de olur... devamı için tıklayınız: http://feridepinarzeybek.blogspot.com.tr/2014/05/blogun-konusu.html
16 Ağustos 2015 Pazar
bu blogu yazmayı bırakıyorum
çünkü blogspotun şirketinin çıkarlarına hizmet ediyor saaaadeceee .... bol engelli... şimdi de boşluk bırakmam engellenmiş; paragraf bırakmam..
ben de seni bırakırım blogspot. özgür olmadığım yerde durmam. sana da elveda.
goller
evet çok gol attın
iki taraf da çok gol attı
çünkü savunma yoktu
belki sabaha kadar da gol olacaktı
----------
biraz daha ego biraz daha şiddet. ...
savunma yoksa o maç olmaz saldırı olur
ve geçici bir hazzı vardır.
sonra da cezası gelir
doğa anadan;
yapılmayanı tamamlamayı sever doğa,
kendi özel yöntemleriyle
şiir için sevmek
düşündüm de sanırım beni o güzel şiirleri yazmak için sevdin
bakıyorum tonlarca yazmışsın sonra da şiir ödülleri almışsın... katkım büyük onlara, bence onlar benim ödüllerim.. şiiri yazacağına beni daha iyi anlamaya çalışsaydın; okuyucusunu bekleyen şiirler gibi kalıcı olmayacaktı aşkımız; dağlara okyanuslara kazınacaktı... o yüzden hiçbiri artık sahici gelmiyor. kendin için sevmişsin, sevme duygun için... merak etme, ben de seni, dinlediğim şarkıları daha derinden hissedebilmek için sevmiş olmalıyım zaten...
_-----------
--------------------------------
yoo, ben seni şiirler için sevmesdim... o şiirler ilacımdı. çünkü yazmasaydım içimdeki acı ya bir ur olup ya da kanser olup beni öldürecekti ya da tıkanıverecekti bir sabah nefesim... onlar kaçmaktı senin acından, fırlatıp atmaktı anlamlı bir şekilde... o yüzden her okuyana bir ilaç onlar, anlamasalar da onlarınkileri de sökeeer atar... evet sen de varsın tüm şiirlerimde bu sebeple; ancak seven yüreğim bakan gözüm hisseden anlayan ruhum olmasaydı; olmazdı bu satırlar ...
ruhu beklemek
evet o hikaye
o meşhuuur hikaye:
yürür beyaz adam ve yerliler uzun süre sonra yerli adam oturur ve dinlenelim der; "çünkü çok hızlı gittik, bekleyelim de ruhumuz bize yetişsin"
biraz sakin ve huzurlu bir bekleyiş, sakin ve huzurlu bir bakış, sakin ve huzurlu bi beş dakika, durup hiçbir şey yapmadan; hiçbir şey yapmak değildir. ancak yalnız yapılsa da daha etkilidir... bir beşdakika, gerçek bir beş gündür bazen çünkü...
başkasının huzuru mu? hayır; kendi huzurun, kendi rengin, kendi sesin. başkasının mantrasıyla başkasının dağlarına tırmanırsın ve zirvelerde gerçek mutluluğu yaşayamazsın, veya başkasının yöntemiyle dalarsan sonsuzluğa... kendi yöntemindir en etkilisi, gerçek bilgelik de o yoldadır. ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)