16 Ağustos 2015 Pazar

bu blogu yazmayı bırakıyorum

çünkü blogspotun şirketinin çıkarlarına hizmet ediyor saaaadeceee .... bol engelli... şimdi de boşluk bırakmam engellenmiş; paragraf bırakmam.. ben de seni bırakırım blogspot. özgür olmadığım yerde durmam. sana da elveda.

goller

evet çok gol attın iki taraf da çok gol attı çünkü savunma yoktu belki sabaha kadar da gol olacaktı ---------- biraz daha ego biraz daha şiddet. ... savunma yoksa o maç olmaz saldırı olur ve geçici bir hazzı vardır. sonra da cezası gelir doğa anadan; yapılmayanı tamamlamayı sever doğa, kendi özel yöntemleriyle

şiir için sevmek

düşündüm de sanırım beni o güzel şiirleri yazmak için sevdin bakıyorum tonlarca yazmışsın sonra da şiir ödülleri almışsın... katkım büyük onlara, bence onlar benim ödüllerim.. şiiri yazacağına beni daha iyi anlamaya çalışsaydın; okuyucusunu bekleyen şiirler gibi kalıcı olmayacaktı aşkımız; dağlara okyanuslara kazınacaktı... o yüzden hiçbiri artık sahici gelmiyor. kendin için sevmişsin, sevme duygun için... merak etme, ben de seni, dinlediğim şarkıları daha derinden hissedebilmek için sevmiş olmalıyım zaten... _----------- -------------------------------- yoo, ben seni şiirler için sevmesdim... o şiirler ilacımdı. çünkü yazmasaydım içimdeki acı ya bir ur olup ya da kanser olup beni öldürecekti ya da tıkanıverecekti bir sabah nefesim... onlar kaçmaktı senin acından, fırlatıp atmaktı anlamlı bir şekilde... o yüzden her okuyana bir ilaç onlar, anlamasalar da onlarınkileri de sökeeer atar... evet sen de varsın tüm şiirlerimde bu sebeple; ancak seven yüreğim bakan gözüm hisseden anlayan ruhum olmasaydı; olmazdı bu satırlar ...

ruhu beklemek

evet o hikaye o meşhuuur hikaye: yürür beyaz adam ve yerliler uzun süre sonra yerli adam oturur ve dinlenelim der; "çünkü çok hızlı gittik, bekleyelim de ruhumuz bize yetişsin" biraz sakin ve huzurlu bir bekleyiş, sakin ve huzurlu bir bakış, sakin ve huzurlu bi beş dakika, durup hiçbir şey yapmadan; hiçbir şey yapmak değildir. ancak yalnız yapılsa da daha etkilidir... bir beşdakika, gerçek bir beş gündür bazen çünkü... başkasının huzuru mu? hayır; kendi huzurun, kendi rengin, kendi sesin. başkasının mantrasıyla başkasının dağlarına tırmanırsın ve zirvelerde gerçek mutluluğu yaşayamazsın, veya başkasının yöntemiyle dalarsan sonsuzluğa... kendi yöntemindir en etkilisi, gerçek bilgelik de o yoldadır. ...

23 Temmuz 2015 Perşembe

zincirleme olaylar

bilet seçtin aldığın biletin gününde ; yolculukta biriyle tanıştın o biriyle yemeğe çıkçaktın giderken kaza yaptın kazada bişi olmadı araban çizildi, yemeğe gidemedin çiziği yaptırayım diye uğraşırken sigortacıya giderken yolda beyaz bi kedi gördün yavruydu tatlı şirindi, yalnızdı, kimsesizdi, açtı yavru kediyi aldın yavrun yaptın 25 sene seninle yaşadı 20. senesinde kedini veterinere götürdüğünde veterinerdeki bayan veya bay bilmemne ile tanıştın aşık oldunuz evlendiniz çocuğunuz oldu. şimdi; çocuğun kökleri; aldığın o bilete mi bağlı? vaaaay demek ki hayatta her şey ama her şey hiçbir şey ama hiçbir şey önemsiz değil ve hayat ayrıntılarda gizli ... yaaaa öyle

30 Haziran 2015 Salı

an'ı seç

bekliyoruz. birşeylerin gelecekte anlam bulmasını bekliyoruz. çekilen dertlerin de acıların da; herşeyin bir gün anlam bulacağına inanıyoruz. her şeyin bir gün düzeleceğine inanıyoruz. umut ediyoruz. neden ki? ben artık an'lara daha çok inanıyorum. an'lar, tüm gizemi içinde barındıran. ve aslında her şey o an'da zaten gerçekleşiyor. peki neden hala an'lara değer vermiyorsun? "onu kazanınca, şunu yapınca, şu saatte, şöyle olunca.... her şey düzelicek., şu olacak, bu olacak..." hep böyle geleceğe baktığın için, her şeyi erteliyorsun. oysa an'ı , an'da yaşamayı seçtiğinde; zaten herşey ol'muş oluyor. anladııın, anladın.
terörün de cinayetin de idamın da hiçbir geçerli sebebi olamaz. ancak; yanlış zararlı yiyecekler, zararlı yan etkili ve toksik ilaçlar, sigara, aşırı alkol, uyuşturucu , stres ... yani yanlış dünya düzeni de; kişiyi erken öldürerek bir çeşit cinayet işlemiyor mu? o zaman kapitalizm de terörist olmuyor mu, katil olmuyor mu; çoğumuzun belki de çok bile sevdiği ancak belki de uğrunda evladını bile kurban verebildiği kapitalizm.. sanırım biraz daha düşünmeye ihtiyacımız var heralde 'yeni kapitalizm' sistemini veya alternatif bambaşka bir sistemi geliştirmek için; daha çok doğa katliamı, daha çok acı, daha çok ekonomik dengesizlik, daha çok hastalık, daha çok vahşet bekliyorsunuz. sahi, daha ne bekliyorsunuz? öyle çok acı ki, ucu öz evlatlarınıza bile dokunsun mu istiyorsunuz, ancak o zaman mu bişeylerin değişmesi gerektiğine karar vereceksiniz. kriter ne değişim için? kaç ölü, kaç yaralı, kaç doğa felaketi, kaç hasta çocuk, kaç hastalıktan erken ölüm, kaç intihar, kaç fakir aile, .. sayıyı bileyim de değişim tarihini hesaplayayım. cevabınız şu mu; ucu benim çocuğuma dokunana kadar mı cevabınız? o zaman siz, bir kelebeğin kanat çırpışının binlerce mil ötede kasırgaya bile yol açabileceği gerçeğini -ki bilimsel bir gerçektir üstelik- bilmiyorsunuz -ki spirutuel olarak da kanıtlanabilir-. o zaman zaten çoktaaan siz de girdabın içindesiniz, ey girdabı yaratanlar. aynı gemideyiz, batarsa hepimiz gideriz, filikasız gemi, atlasan da kurtuluş yok üstelik. şimdilik keyfin yerinde diye yedi sülalen de keyiflenecek sanma; acı da ortak mutluluk da.

27 Haziran 2015 Cumartesi

DÖNENCE ( 1982 ) - Barış Manço Söylüyor





bi de dinleyelim, izleyelim, anlayalım

Yanlış Flört İlişkileri Hk. Kadınlara-Genç Kızlara Öneri-Destek

Yanlış erkekle flört, sevgili olmak ; kadına-genç kıza çok zarar verir; yalnızlıktan çok daha fazla acı verir ; yine de bunu bile bile denemeye kalkabiliyoruz. Doğrusunu beklemek en doğrusu; ancak doğru olduğu da denemeden anlaşılmayabiliyor; bekle bekle de başka bi acı zaten. Zor yani sonuçta... Yanlış eşin kötü etkisi çok çok daha acı ve zarar verici olmalı tahminim...
Erkek için yanlış sevgili-eş, aynı derecede acı verici veya yıpratıcı mı ; bence değil; doğamız çok farklı erkeklerle. Pek etkilendiklerini sanmıyorum. Onlar daha çok, doğru sevgiliyi-eşi bulup da kaybedince veya elde edemeyince kötü oluyorlar.
Kadınlara tavsiye: yanlış erkek erozyonundan kurtulmanın yolu; yolun başındaysanız kurtulun! ortasındaysanız; yıpranma aşınma fazla olabilir; destekle kurtulun (arkadaş-dost, aile, koç-psikolog vb.) ; ilerlemişse ilişki, desteği artırarak kurtulun. belli bir süre, toparlanana kadar ilişkiden kaçının. Yanlış ilişkiden manevi kayıplarınızdan (moral, psikolojik durum-ruh hali, vb.) tamamen kurtulduktan sonra veya kurtulma aşamasında, bu yanlış ilişkinin size kazanımlarını düşünüp, acıdaki hediyeyi bulun ve size kazandırdığı bu özellik için bu deneyimi yaşadığınızı fark edin. Artıyı, katkıyı alıp büyütüp, kaybı sıfırlayın; eskisinden çok daha iyi şekilde yola devam! smile ifade simgesi
Bu olayı; sadece yanlış aşk-sevgili ilişkilerine değil; yanlış her türlü deneyime de uygulayabiliriz. Yani; hata yok; her şey bizi büyütür smile ifade simgesi
sevgiyle...

not: facebook'da yazdıktan sonra buraya ekledim, yazının ardından.

26 Haziran 2015 Cuma

Believe - Elton John





'out of the box' düşünerek;

Sevgi'ye Aşk'a inanıyorum Ben de...

<3

Dönence - Barış Manço söylüyor

Dönence - Barış Manço söylüyor

Dün çoktan döndü buralarda 
Ve ben simsiyah bir gecenin koynunda yapayalnız bekliyorum 
Duyuyorum, görüyorum bir gün gelecek dönence biliyorum 

Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız 
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor 
Biliyorum dönence 
Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız 
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor 
Görüyorum dönence 
Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes 
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor 
Duyuyorum,görüyorum,biliyorum 

Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız 
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor 
dönence 
Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız 
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor 
dönence 
çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes 
uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor 
dönence 
Duyuyorum biliyorum görüyorum dönence 
Dönence gün dönende dönence 
Bir gün gelecek dönence biliyorum

Barış Manço - arkadaşım eşşşşşşşşşşşşek .)

Barış Manço - Sarı Çizmeli Mehmet Ağa (Yaz Dostum) - Sözleriyle - Lyrics

21 Haziran 2015 Pazar

twitter yazilarim - Haziran 2015-1

evrene bi koca sipariş ediyorum ; çok sevelim anlaşalım ; eee daha ne istiyeyim? bebeğime veya bebeklerime iyi baba olsun


20 Haziran 2015 Cumartesi

Hepimize Yeter Dunya

Hepimize Yeter Dünya
Şarkısının Sözleri - KıvırcıkAli söylüyor
Hepimize yeter dünya
Bir nesneden yaratıldık
Ayrı gayrı olmak niye?
Adem ile vücüt bulduk
Türlü ırka bölmek niye?
Hepimize yeter dünya
Ortağız güneşe aya
Hani kardeş idik güya
Ya öldürmek ölmek niye?
Biz insanız huyumuz var
Toprağımız suyumuz var
Dağlarımız köyümüz var
Sınır sınır bölmek niye?
Fedayim birse yaradan
İkilik kalksın aradan
Gelen göçer bu dünyadan
Cana düşman olmak niye?
Aç açık kalmasın kimse
Zincir vuralım nefise
Fark edermi insan ise
Memleketin sormak niye?

cünkü

işte size anket cevapları birsürü, anketlerle dalga geçiyorum; bu sefer sorusuz anketler; sorusunu siz buluyorsunuz, aman ne zevkli; aman analiz etmeyi de unutmayalım (!)

çünkü istiyorum
çünkü seviyorum
çünkü ananın amı
çünkü nedensiz
çünkü nedenini bilmiyorum
çünkü annem istedi
çünkü babam istedi
çünkü canım istedi
çünkü biliyorum
çünkü bilmiyorum
sanane
çünkü .... (sessizlik)
çünkü çünkü
çünkü iki kere iki dört eder
çünkü iki kere iki bence beş eder
çünkü bence iki kere iki aslında yoktur!
çünkü her şey boş
çünkü bu dünya kahpe
çünkü bu dünya cehennem
çünkü komşumdan gördüm
çünkü eski sevgilim beni terk etti
çünkü sevgilimle küstüm
çünkü boşandım
çünkü ayrıldık
çünkü barıştık
çünkü beni sevdiğini söyledi
çünkü onu seviyorum
çünkü sevgisiz yaşayamam
çünkü bağımlıyım
çünkü bağımsızım özgürüm hımmm istemesem anketini cevaplamazdım
çünkü seni sevmedim anketçi
çünkü çünkü demek ne güzel ya sanki çük der gibi hahaha küçüğe de benziyo, anketin başlangıç kelimesini değiştirebilirsin anketçi, böylece cevaplayanlara özgürlük alanı sağlamış olursun... (anketçi söze karışır, hıı o zaman bu yazı blog da bitçek ya dediğini dikkate alırsam, çünkü öyle başlatmış bulundum anket cevaplarını da blog yaptım.... napalım? başlık da değişir o zaman... sistemi değiştirmeyelim napalım? burda keselim, sen yeni bi blog aç bence... okey tmm bana da mantıklı geldi; burda bitirdim :) cevaplar bitti -abzürd manyak anketçi napalım-



seni seviyorum

seni seviyorum
hayatıma sıçsan da
çünkü bazen bir cümleyle hepsini kurtarabiliyorsun
seni seviyorum
beni aldatmış olsan da
çünkü hepsinin sebebini biliyorum ve hatalar yoktur, nedenler vardır
seni seviyorum
değişsen de bozulsan da, çünkü özümüz asla bozulmaz
seni seviyorum
bazen egoistleşsen de, bencilleşsen de
çünkü biliyorum ki bunu da yaşaman gerekiyor
seni seviyorum
koşulsuzca şartsızca, ne yaparsan yap, ne bok yersen ye,
hatta beni öldürsen de, bana işkence yapsan da, sevdiklerimi paramparça etsen de, sevdiğim herşeyi benden alsan da, kızsan da dövsen de, işkence etsen de, sevsen de, okşasan da
ne bok yersen ye
seni seviyorum
çünkü sevmekten başka hiçbir şey bilmiyorum
ve derler ki,
bu yüzden her şeyi biliyorsun

parmak işaretlerimiz

evvveeet,

şimdi, hepberaber parmak işaretlerimizi tanıyalım:

baş parmaklar yukarı : supersin aferin demek, bi de popüler kültürde yan anlamlar .)
işaret parmağı tek başına yukarı: look up! yani göklere bak! tanrı, üstün güçler, dünyaya kanma bu kadar, yukardakini unutmaaa
orta parmak dışa doğru tek başına: küfüüüüüüüüüüür
dördüncü ve aynı zamanda ikinci parmağı bulaştırmayalım, biliyorsunuz sonsuz aşkın simgesi bir yüzük takılıyor oraya, her ne kadar evlilik de kurumsallaştıysa da ve onun da içine edildiyse de, aslında aşkın sembölü de olan evlilik yüzüğü oraya takılıyor
serçe parmağı tek başına yukarı ne? hımmmm, henüz belirlenmemiş. onu da serçe yapalım bari. hani şu küsküçücük kuşçuk. miniminiciiik serçemiz. parmaklarımızı kapatıp onu tek başına yukarı kaldırdığımızda bize küçücük ve sevimli olmamıza rağmen aslında bizim de göklerde süzülebileceğimizi bize hatırlatsın :-)
ikili üçlü parmaklar da var; metal müzik simgesi, bazı partilerin, oluşumların da simgesi.... şimdilik bu kadar mı?
hımm başka küfürlü parmaklı işaretler de var; bazı domuzlara az bile bence :-)
neyse, pozitivizmimizi bozmayalım: bi tane de işaret şimdi bulalım:
neymiş:
bi elini yumruk yapıyooon, diğer elinin tüm parmaklarıyla da onu çevreliyorsun ve kaplıyorsun.
Ne demek oluyor biliyor musun? yumruk attığında da, aslında kendine atarsın demek oluyor. bu hareketin üzerine, iki elini birbiriyle birleştirip dua pozisyonuna geçip; kendimi de herşeyi de seviyorum ve kendimle de herşeyle de barışıyorum diyorsun.
ve milyonlarca yeni parmak sembollerinin önünü açıyorsun.....

edit: ilave: ikinci ve üçüncü parmağımızı açıp diğerlerini kapadığımızda yaptığımız hareketi, parmak işaretini nasıl unuturuuumm!!!! : bugün 21haziran2015, 1 gün sonra dünden; aklıma geldi; Zafer işareti :-) nice zaferlere diye dileyeyim; kim hangi zaferi isterse ; mümkün mü herkesin zafer kazanması; herşeyin zafer kazanması........... hak eden kazansın... yok ya isteyen istemeyen kazansın... hepimize zafer, herşeye zafer........  zafer kazanmak için karşı taraf gerekli mi, bi tarafın kaybetmesi gerekli mi...... yooo ...... binbir tane zafer tanımı var.... nice zaferler insan hayvan milleti, nice zaferlere doğa, nice zaferlere geçmiş bugün gelecek...........

neye kolesin?

Evet açık uçlu cevaplı anketimiz gelsiiinn, bütün farklı cevapları sıralayalım :-)  (ben uyduruyorum haaa, mutlaka da var bunları diyenler, siz de gayet iyi biliyorsunuz vaziyetleri)
Anketimizi dünya vatandaşlarına yaptık da Türk Avrupalı Amerikanyalı daha bol

- Neye Kölesin? Bağımlısın da diyebiliriz :-)

Cevaplar:
- kokakolaya
- kocama
- karıma
- çocuğuma
- meditasyona
- yogaya
- spora
- sigaraya
- politik partime
- tuttuğum futbol takımına
- tuttuğum basket takımına
- evime
- arabama
- güzelliğime
- güzel vücuduma
- ilgiye
- sevgiye
- aşka
- sekse
- övülmeye, alkışa, onaylanmaya, tasdiklenmeye
- nefret edilmeye, napiyim hoşuma gidiyor gıcık olmak
- internete
- facebooka
- twittera
- paraya
- şöhrete
- TVye
- sigaraya
- alkole
- kedilerime
- köpeğime
- kariyerime
- akademik ünvanıma
- servetime
- statüme
- prestijime
- ülkeme
- dinime
- tanrıya
- peygambere
- bilmemne artiste aktirste oyuncuya film yıldızına popüler şarkıcıya
- orgazm olmaya
- yemeye
- çikolataya
- keke
- kahveye
- çaya
- kafeine
- hamburgere/ pizzaya
- balık ızgara yanında rakıya
- balık tutmaya
- vücut geliştirmeye
- adrenaline
- cinsellik hormonlarına
- yenmeye, kazanmaya
- bilgisayar oyunlarına
- ilaçlara
- akıllı telefonuma
- instagramda, pinterestte takipçimi artırmaya
- herşey içinde tatil köylerine
- mutluluğa
- acıya ; napim acı seviyorum ben mazoşistim biraz sanki :-)
- otorite kurmaya
- çok konuşmaya
- çok düşünmeye çok yazmaya
- seyahate çıkmaya
- gezmeye tozmaya
- mükemmel olmaya
- hep A, Hep 5 almaya, hep Pekiyi almaya
- avazım çıktığı kadar bağırmaya :) afferin bana :-)
- cevaplamicaaammm, sana neeeeeeee!!!!!!!!!!!!!!!!!  (ben cevap veriyorum: sen köle değilsin galiba :-) - sence? - değilsin -benim yerime sen cevap verdin :-) -tamam anketi burada bitiriyorum :-))))

19 Haziran 2015 Cuma

Ogrenicez

ogrenicez
sevmeyi
unutmayı
affetmeyi
anlamayı birbirimizi
ogrenicez
acıdaki dertteki hediyeyi gormeyi
mutlulugu paylasmayı
sukretmeyi
ogrenicez
bi bedenle sınırlı olmadıgımızı
ogrenicez
ogrenmenin asıl derslerde degil
tenefuslerde oldugunu
evde degil sokakta oldugunu
gorunende degil, hissedilende oldugunu
ogrenicez
cok farklı olsak da
aslında bir yerlerde aynı oldugumuzu
ancak bir olmanın da aynı olmak olmadıgını
ogrenicez
mutlulugun alkıslarda degil
asıl alın terinde oldugunu
ogrenicez
arkayı derini gormeyi
yuzeye aldanmamayı
ogrenicez
anlamsızlıkta bile anlamı bulmayı
ogrenicez
yokluktaki varlıgı
varlıktaki yoklugu
ogrenicez
dur diyebilmeyi
gel de diyebilmeyi
ogrenicez
nefretten kurtulmayı
ogrenicez
kırarsak tamir edebilmeyi
incitirsek gonul almayı
ogrenicez
uzlasmayı
birlesmeyi
alkıslamayı
ogrenicez
kaybolduysak geri donebilmeyi
gerideyken ilerleyebilmeyi
ilerdeyken arkamızdakine el uzatabilmeyi
ogrenicez
sessizlikte de duyabilmeyi
karanlıkta da gorebilmeyi
ogrenicez
dogayla dans etmeyi
ogrenicez
yavas da olsa
adım adım da olsa
apalaya apalaya da olsa
quantum hızla da olsa
eninde sonunda ogrenecez

not: bu yazıyı facebookda spontane yazıp buraya yapıştırdım ardından

16 Haziran 2015 Salı

kırılma noktası

bi kitabı yazarken, okuyacakları hissedersin ; vidyoda cekilirken izleyecekleri, fotografta bakacakları hissedersin.. zaferinden mutlu olacakları hissedersin. Balıksan avlanacak hayvansan kimin icin canını feda ettigini bilirsin. hamile kalacaksan esini, dogacak bebegini hissederek secersin .. zaman yoktur aslında. ilk cag bile bilirdi bugunleri, bugunlerin de binlerce yıl sonrasını aslında bildigi gibi. aslında herseyi biliriz. peki niye o zaman hala bu kargasa? cunku bi kırılma noktası gelecek; kavgaların bittigi ve artık herseyin herkesin kazandıgı, hatta kazanma kaybetme kavramlarının bile anlam degistirdigi. aslında hepimiz o gunu bekliyoruz. ve o gune yakınız

not: facebook'da spontane yazıp sonra buraya kopyaladım yapıştırdım aynen

14 Haziran 2015 Pazar

kapitalist çığlık

bu çığlık kapitalizmin dünyaya verdiği zararlardan gelen bir çığlık aslında; başlık biraz çift anlamlı oldu; şimdi yazacağım yazı biraz taşlama hiciv ironi; bakalım:

merhaba kapitalizm. hadi gel dünyayı ne yaptık bir bakalım. istersen önce, dünyamızda kapitalist çığlık nasıl varolmasını başarıyla sürdürebilir bir inceleyelim; istersen bunu bir ders gibi yapalım; dünya üzerindeki halklara bir sesleniş olsun ki kapitalist varlığımızı sağlamlaştıralım ne dersin?

**Ey kapitalist dünya'm:

aman mutlaka sürekli para harca, biriktireceksen de yatırım yap, bankalarda dursun veya; para herşeydir unutma, yaşam parasız anlamsız; zengin olmadan bu hayatın tadı da çıkmaaaz anlamı da çıkmaz.. para kazan da nasıl yaparsan yap; ister prestijli bir kariyerle, istersen çala çırpa; sen kazan da fark etmez;... okul okusan iyi olur; zaten hipnotizasyon bi okulda başlar, bi de televizyonda. çocukkenden öğrettik sana kazanma duygusunu, oyunları, yarışları... tamam sevmeyi de öğrendin ammaaa tadını da aldın kazanmanın... aman bu duygunu kaybetme; dünyanın özüdür kazanma duygusu; bu zamanlara kadar hayvanlar insanlar gelmişse; savaşa savaşa kazana kazana geldi; maça git, maçta oyna ama yen yen; yenilsen de azmini kaybetme. bu hırs çok mühim çok! hayat sınav.. zaten çocukluktan başlattık sınavları; saçma sapan eğitim sistemleri de olsa öğrendin okul dünyasında ve mücadale dünyasında kazanmayı... ödül ceza yöntemini... kapitalizmin özüdür bu! ofislerde okullarda çürürsün ama sonra maaş alırsın karnenle karne hediyeleri alırsın... kazandığın paralarla kendine marka giyecekler, eğlenceli yiyecekler alırsın, eğlenceli yerlerde gezersin tozarsın; arkadaş edinmek bile parayla hatta evlenmek bile!... aman unutma o katkı maddeli eğlenceli yiyecekleri yemeyi hatta bebeklikten çocukluktan başla.. böylece ara sıra mutlaka hasta olursun ki sağlık sektörümüz ilaç sektörümüz ayakta kalsın para kazansın değil mi :-) böylece çok uzun yaşayıp gereksiz yere emekli maaşı da almazsın... mutlaka evlen! evlenmeyip de beraber yaşama fantazilerini bırak! evlilikle, resmileşirsin kurumlaşırsın şirketleşirsin... devletin onayını da alırsın. zaten kapitalizmde amaç herşeyi şirketleştirmektir... zamanı gelince zaten devlet mevlet kalmayacak dünyayı şirketler yönetecek. şampiyonlar ligindeki veya liglerdeki maçlardaki sponsor şirketleri görmüyor musun? sanki maçlar klüpler arası değil şirketler arası gibi :-) hahhhaa zaten klüp takım ülke kavramları da kalmayacak ki... ön yargıyı yıkmak için kapitalizmin de adını değiştirebiliriz... daha barışçıl tınıları olsun isteriz. örneğin kapıçiçeği, cappimalizm, kapitamutluluk... zaten yakında I love NY gibi t-shirtler yerine I love Nike I love Adidasları basacağız... herkes dedesini ananesini sevgilisini sevdiklerini bir şirketle hatta şirketin bir ürünüyle özdeşleştirecek... hatırlasana, cocacola Türkiyedeki kola kutularının üzerine insan isimleri yazmıştı... zaten Pınar su var, İpek şampuan var, HacıŞakir sabun var.. değil mi :-) ne güzel olur bizler de ürünler gibi olsak :-) eee demiyor musun sevgiline çiçeğim gülüm papatyam ; diyiverirsin nike'ım, adidasım, gap'ım, samsungum :)
samsung akıllı telefonlarına galaksi bile diyor; yani yakında elektronik cihazlarla sanki uzaydaymışız gibi olacaz vallahi ayol; yani telefonuna sarılıp uyuyabilirsin zaten içinde sevdiklerinin telefonları da var, ne güzel olur onlara sarılmış gibi olursun; ancak biraz radyasyon kaparsın beynin tahriş olur.. ne olcak canııııımmmm biraz depresyon psikolojik hastalık yaşayıverirsin n'olcak, böylece daha çok ilaç satarız daha çok hastane açarız sayende :-))))  aman ha, sürekli internette napıyon nediyon yaz paylaş; bu bilgiler çok önemli; çünkü kapitalizmin ayağı bu özel bilgiler oldu; o sayede sana özel ürünler üretebiliriz böylece sen de markaları daha çok seversin, seni böylece daha kolay gruplarız kategorize ederiz :-) çünkü artık birleşen dünyada, insanlar ortak zevklerle birleşiyorlar milletlerle falan değil... ortak zevkler... yutüp tvitır feysbuk insangam vb. ile senin gibileri bul ortak dünyanı yarat; böylece sanallaş gerçeklerden biraz kop! gerçekler iyi değil yaaaa acı dolu! hayatta politika açlar acılar dertler... amaaan boşver unut gitsin... yak bi sigara, aç bi içki kola fanta , ye bi cips pizza, unuttt gitsinnn... zaten bu hazır katkı maddeli yiyecekler beyinde hafızada heryerde sorunn açtığı için, sanallaşman ve kopman da kolay olur, rahatça kendini alışverişe para harcamaya verebilirsin de.. :-)
amacımız dünyayı küçük sevimli bir kapitalist köy yapmak :-) elbette çok zenginler ve çok fakirler olacak napalım kaderi bu kapitalizmin gerçeği bu! biraz sömürü olmalı... eee sömürü olmasaydı nasıl kurulurdu İngiltere Amerika değil mi :-) sonra nerden bulcaktın NewBalance pabuç di mi! I love NY tişörtü nerden alcaktın, İngiliz birasını içme zevkin de olmicaktı...  özetle; çalış çok kazan harca evlen çocuk yap; sürüye katıl, oyuna katıl! sakın o azınlıklara özenme sakın! antikapitalist müziklere ezgilere de kapılma sakın! hipnozdan çıkma!!! bu kapitalist hipnozu kolay yaratmadık! uğrunda çok kan dökmek zorunda kaldık; çok bebecik katlettik, çok insan sömürdük, çok acı verdik... bu acılar boşa gitmesin tamam mı?  hadi şimdi giy jeanlerini, çık dışarı arabanla eğlen gel ki yarın işinde motivasyonun artsın güzel güzel şeyler yap şirketin için. unutma, şirketin ailenden daha çok zamanını emeğini verdiğin yer! orası gerçek yuvan! orası olmazsa sen yoksun hiçsin!! takımın o ailen o! onun için sürün, onun için kendini adaaa!! göriyim seni haydi bastır gol at! kazan kazan hep kazan ki biz de kazanalım, kaputmalizm de kazansın. seni seviyorum çok sevgilim aşkım tek aşkım kaputmalizm, haydi çığlık at herkes duysun çığlığın hiç kesilmesin E Mİ?

**

13 Haziran 2015 Cumartesi

bugün bir uçurtma yaptım
ismini de keremcan koydum
mavi yeşil sarı renkli yaptım
heryerini süsledim
kuyruğuna püsküller taktım yapraklardan
yüzüne burun göz kaş dudak yaptım
gözlerini kocaman yaptım
ve kırmızı da bir kalp ekledim gövdesine
sonra onun için minik bir beste yaptım ve şiir yazdım
o kağıdı da püsküllerine bağladım
sonra penceremi açıp onu gökyüzüne bıraktım
sonsuz gökyüzüne uğurladım

ertesi gün penceremi açtığımda
içeriye küçük bir kağıt süzüldü
üzerinde bir ayışığı resmi vardı
ve küçük bir tekne resmi
ve arkasında da şu yazıyordu
"Gökler güzel, ancak sensiz boş,
sen de gel uçurtma ol beni yalnız gönderme bir daha"

bunun üzerine
küçük bir kumaş parçasından
bez bir bebek yaptım
saçlarını upuzun yaptım ve rengarenk boyadım
mor yeşil sarı renkli bir kalp yapıp gövdesine diktim
gözlerini lacivert yaptım
dudaklarını yeşil yaptım
ellerini kahverengi yaptım
yüzünü ise lila ve pembeye boyadım
tırnaklarına ismini yazdım
ismini konera koydum
sonra pencereyi açıp
onu da sonsuz gökyüzüne uğurladım
ve arkasından
onun için yazdığım şarkıyı söyledim

ertesi gün
penceremi açtığımda
bir yaprak süzüldü içeriye
üzerinde de bir kalp işareti vardı
arkasını okuduğumda ise
üzerinde şu not iliştirilmişti
"şimdi aynısını kendi hayatına da yap,
yalnızlık zor ve anlamsız
hayat paylaştıkça anlamlı
kalpler tek anlamsız
şans rüzgarımız seninle"
ve bunun üzerine hafif bir rüzgar başladı

rüzgara bıraktım kendimi
beni bir adaya attı rüzgar
adada sadece ben varım sanıyordum
biri sırtıma dokundu
arkamı döndüm
kimse yoktu
sadece ayak izleri vardı
ayak izlerini takip ettim
yürüdüm yürüdüm...
adaları aştım
denizleri dağları aştım
yürüdüm yürüdüm...
sonra ayak izleri göklerde süzüldü...
yürüdüm yürüdüm...
bir gökkuşağının altından geçtim
nehirlerin çağladığı ormanların arasından geçtim
bulutlardan süzüldüm
ayak izleri hala devam ediyordu...
bir patikaya geldim,
ayak izleri bitmişti
sağım solum önüm arkam boştu...
kendi etrafımda dönmeye başladım
döndüm döndüm döndüm
döndüm döndüm döndüm

....

döndüm döndüm döndüm

....

sonra gözlerimi açtım ve ellerimi açtım,
ellerimden nehirler akmaya başladı
bacaklarım ağaç dallarına dönüştü
saçlarım gökkuşakları oldu
gözlerim ay yıldız güneş oldu
döndüm döndüm...
sonra kalbim ikiye ayrıldı
ve heryer kırmızı oldu
sonra her yer insanlar hayvanla doldu...
hep beraber döndük döndük...
dönmeye devam ettik...

....

sonra havalandık
her yere dağıldık ve kaybolduk


uçtuk yükseldik dağıldık.....

sonra her yere ayak izleri bıraktık

kulağıma bir müzik sesi çalındı
müziğin geldiği yere doğru gittim
kapalı bir kapıyı araladım içeri daldım
şarkılar notalar ezgiler arttı her yeri sardı
ben de bir nota oldum
ve birkaç notayla birlikte bir uçurtma olarak
bir gezegene indim
çöllerden nehirlerden dağlardan sellerden ateşlerden topraklardan geçitlerden geçtim
okyanuslardan derinlerden denizlerden göllerden geçtim
yağmurda ıslandım
çöllerde kurudum
göklerde süzüldüm
toprağım üzerinde konup sonra havaya karıştım.....

sonra ben ve diğer nota arkadaşlarımla heryere dağıldık

artık ne zaman bir müzik duysam onda kendimi buluyorum
ve gökyüzüne bir uçurtma daha bırakıyorum
sonsuz gökyüzünden
sonsuz kalplere ulaşsın diye...

do
la
re
'


11 Haziran 2015 Perşembe

Sandığımızdan fazlası...

bir çiçeği büyütmek, sevmediğimiz bir alışkanlığımızdan vazgeçmek, kendimiz veya birbaşkası için bir yardımda bulunmak ve bunu içten ve isteyerek yapmak, egosuzca sevebilmek, evrenle uyumlu bir hedef koyup onu başarabilmek, vb.. anlamlı birşeyler yaptığımızda, ki bunlar belki de dünya üzerinde çok ses getiren veya çok alkışlanan o büyük olaylar kategorisine girmese de, o anlam dünya üzerinde çok ses getirmese de, evrende çok büyük bir etki yaratabilir... dünya üzerinde her insanın doğru ve anlamlı birşeyler yapması ve bunu kendi isteyerek yapması, evrene de çok büyük bir katkıdır.. o yüzden her bir insan yaşamı çok değerlidir; dünyaya katkınız, arkanıza bıraktığınız servetler, aile-çocuklar, büyük yapıtlar, büyük katkılar değil sadece... belki de dünya üzerinde çok büyük bir ismin evrene katkısından daha çok bi katkısı var; bir türlü sigarayı veya çok yemeyi bırakamayan bay obur-iştahın iradesini geliştirebilmesinin, bayan hayvanseverin bahçesinde baktığı onlarca sokak hayvanına yüreğinden verdiği karşılıksız sevginin, kocasına hayır diyemeyen bayan sevginin hayır istemiyorum demeyi başarabilmesinin, ... küçük şeyler aslında pek de küçük şeyler olmayabilir evrende; siz dünyadaki büyük puntolu yazılara, modern dünyanın başarı anlayışlarına aldanmayın... zaten yüreğiniz de size söylüyordur bu gerçekleri mutlaka bana söylediği gibi; ancak bazıları yüreklerinin sesine kulaklarını tıkamış da modern dünya magazinsel kandırmaca dünyasına açmış algılarını ve o yüzden gereksiz acılar çekmekte... bugün denizde, akdenizde açıklarda sessizce dinlenirken geldi aklıma bu duygular düşünceler ve bir kez daha mutlu oldum hayatımdan ve küçük başarılarımın aslında evren için çok anlamlı olduğunu hissettiğimden... tatlıbir huzur kapladı içimi ve anlamlı da bir mutlululuk, ve bu yazıyla internet frekanslarında paylaşmak istedim yazımı; belki yazılar dönüşür bir de minik dalgalara ve bir umutsuza ancak sevgi dolu yüreciği olan bir başkasına da şevk olur diye eve döner dönmez yazayım dedim ve o yüzden ekliyorum bu yazıcığı...  dilerim tüm dünya için küçük büyük hayalleriniz gerçek olur -evrenle uyumlu olanları- ancak küçük sandıklarınızın aslında çok da küçük olmayacağını umarım artık siz de biliyorsunuzdur :-) sevgiyle - f.pınar/haziran2015

25 Şubat 2015 Çarşamba

my little discovery

steps to an unknown world
they welcome me here
with flowers and a sunshine
they never wanna let me go
I say I should go
They say We dont believe in Shoulds
So I put another step
and enter into a garden


which has grass and a tree
birds on tree say welcome

I climb the tree
look at the view
see the sea and the unseens

one of the birds take my hand
brings me to another unknown world
we uncover the pages and satellites
we reach to the limits and go beyond the limits

we shine we rain
we smell we chop we hope
we dance we bence

I come back to the secret garden back
take my little bag
fill it with little stars

walk through the path
reach the valley

pour all my stars to sky
so the sky shines forever

my cat take my hand
we go back to our home
we put a tea and start to drink together

then my cat asks to
me
and says:
one more cup of tea?

I answer with a blog

16 Ocak 2015 Cuma

Açılış

kapı açıldı
yollar açıldı
kalbim açıldı
ruhum açıldı

çiçekler açtı
gökyüzü açtı

açık denizler
açık yelkenler

apaçık sözler
apaçık niyetler
açık kartlar kozlar
açık açık konuşmak
açık açık göstermek

kapalıyı gizliyi açmak
kapağı açmak
kapıları açmak
yolları açmak

açılışlar başlangıçlar...

Açık radyo
Açık TV
Açık telefon

açılışlar kutlamalar

açık hava güneşli
yollar açık
bahtımız açık
kısmetimiz açık
çok açık

uğurlar ola