5 Aralık 2014 Cuma

karanlıklar



karanlıklarda kalan ruhlar
çevirirse dünyayı
kaçırmak almak götürmek ister iyiyi ışığı sevgiyi
kıskançlıkların kötülüklerin merkezinde kalmış ruhlar acımasızca sürüklemek ister girdabına saflığı masumluğu iyi niyeti ve onurlu erdemli şerefli ve kudretli gücü,
yüzlere yansır kötülükler ki
ayırt edebilirim onları,
ne kadın erkek dinlemez karanlıklar herkesi alıp götürür...
kalbimi öyle bir sakladım derinlere,
hiçbir güç onu götüremiyor yanında...
paylaştığım evrenimde paylaşılamayan öyle nadide şeyler var ki,
ona hiçbir anahtar kilit link ulaşamıyor,
ve ona layık olabilecek kimse veya kimseler var ise
karanlıklardan kendini sıyırabilmiş,
onadır-onlaradır sunacığım sevgim,
hak etmiyor çünkü dönek ve kirli dünya sevgimi;
çünkü onu ya güce ya oyuna dönüştürmeye çalışıyor.
bencillikleri egoları çözümledim ki.
ve 'ben'  de demeyi de öğrendim artık 'biz' ile birlikte veya 'biz'siz
ve 'bana' demeyi de öğrendim;
çünkü 'ben'inizin hakkını vermedikçe,
ondan yararlanmak ister karanlık ruhlar ve
karanlıklarına sizi de sokmak isterler...
ve önce 'ben'inizle var olmadıkça,
karanlık ruhların zindanlarında kaybolabilirsiniz;
önce kendinizi 'ben'inizi var etmelisiniz ki;
ne karanlıklar ne de ego tuzakları ne de kendine güçlere ulaşmak için sizi alet edenler sizi kandıramazlar artık.
isteğim düşsün maskeler;
karanlıklar göstersin gerçek yüzlerini ki hepsini görüyorum artık,
kaba bakınca içini görmeyi öğrendim şeffaf olmasa dahi kap
ve kanmıyorum artık karanlıkları pislikleri örttüğünüz süslü hoş görselliklere.
pis yüzlüde gerçek iyi niyeti, "güzel" yüzlüde pis niyeti de görüyorum,
ve gerçek güzel yüzlüyü de anlıyorum ruhu güzelse...
alıp götürmek ister kötülükler şeytanlıklar tüm masumiyeti iyi niyeti ve kudreti yanında
ama bilmezler ki,
bir ışığın gücü, trilyonlarca karanlığa bedeldir.
bir küçük mum ile, tüm boşluğu kaplayan karanlık ruhların üzerine çağlayabilirsiniz.
geliyorlar üstüme karanlıklar ve kaçıyorlar benden gerisin geriye
çünkü gerçek kalkanım var artık
ve gerçeği gören ruhum.
hayat bana önce güvenmeyi ve sevmeyi öğretti ve sonsuz sevgimi paylaşmayı;
ama sonra gördüğüm sırttan bıçaklamaya çalışmalar bana savaşmam gerektiğini öğretti ve de güvenmemeyi; güvenimi de sonsuz sevgimi de ruhumun derinliklerinde gizli kutumda saklamayı öğretti...
çünkü savaşılan dünya burası; henüz sevmeyi bilememiş.
sevmeyi öğretmek bana mı kalmış?
hayır, sevgimi hak edene sunarım.
bu beni sevgisiz yapmaz; sevgi paylaşıldıkça büyüse de;
haketmeyene verilen sevgi büyümek yerine yakar her yeri ve küllerini savurur etrafa ve karanlıklara dönüşür her yer...
önce 'ben' ol, sonra herkes ol veya sevdiklerin ol
yoksa herkes paylaşmak ister seni doğumgünü pastası gibi veya oyuncakları olursun güç oyunlarının ve güç savaşlarının...
karanlıklar sarmış dünyayı
mum da olsam güneş de fark etmiyor, ışığımın gücü ne olursa olsun ruhumda;
kalkanım var artık ruhumda eskisinden daha güçlü bir kalkan.
maskeli balo dünyası burası, sahtelik dolu ;
maskeyi çıkarınca ise, ruhunuza ateş etmek isteyenlerle dolu.
barışı sevgiyi hoşgörüyü iyiyi öğrenemiyor bir türlü...
çok az sayıdayız çok az sayıda ruhu ışıklı sevgi'li olanlar çok az sayıdayız
ama 1 iyi bedeldir 100bin kötüye
ve doğru ve iyi ve gerçek ,
eninde sonunda kazanır
çünkü futbol da, film de, hikaye de son ana kadar şekil değiştirebilir,
ve korkutan karanlıklar;
beyaz ve rengarenk ışıltılara parıltılara dönüşebilir
kavganın nefretin  egonun ve anlamsız güç savaşlarının sesi çok çıkıyorsa da, o ses sahtedir.
gerçeğin sesi sonsuzdur ve asla kesilmez ki
karanlıklar da dönüşür eninde sonunda


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder