19 Mayıs'ta düğünü olduğundan bahsettiğim sevdiğim bir arkadaşım Burcu'nun bugün doğum günü. her sevdiğim kişinin doğum gününü yazmaya kalksam baş olmayacak. Düğününü yazmıştım blogumdan kutlama amaçlı arkadaşımın, çünkü o gün hatta o anda oluyordu düğünü; ama geçmişten özel günlerin hepsini yazsam her gün, blog o zaman özel günler kutlamasına dönüşür. o yüzden bilelim ki; her gün özeldir. bazı günler ise kimileri için daha da özeldir :) Doğum günün kutlu olsun Burcu'cuğum, nice mutlu yıllar sevdiklerinle... ayrıca bugün doğum günü olan tüm hayattaşlarımı da kutlarım; yani geçmişten bugüne geleceğe, hayatı yaşamaya deneyimlemeye bu dünyaya gelen tüm hayattaşlarımı, her canlı türünden, sadece insanlık da değil. hepimiz aynı atmosferi soluduk, aynı magmanın üzerinde yaşadık, aynı güneşle beslendik...
benim için 9 Haziran'ın önemi daha farklı. çünkü geçen sene, 2013'de bu zamanlar yani 9 Haziran'da - gerçi saat olarak farklı-, hayati bir tehlike atlattım, nasılını niçinini anlatıp çok özelime girmeyeyim. ama arkadaşımın doğum günü olan bugün benim için ölüm gününe dönüşebiliyordu neredeyse. bu deneyimim belki acı vericiydi, ama beni çok farklı bir bakış açısına yöneltti. farklı bakış açısına ve yaşam şekline sahip olmak için ölüme yakın deneyim yaşamak gerekli değil. her gün ölen insan da hayvan da bitki de var; kendinizi onun veya onların yerine koyarak, hayatın değeri konusunda ve ölümsüz ruhlar sonsuz ruhlar da olsak, bu dünya üzerindeki deneyiminizi yaşadığınız beyniniz aklınızla bedeninizle geçiciliğinizin de bilincine vararak; bedeninize de ruhunuza da daha iyi bakabilirsiniz ve hayatın her anına değer verebilirsiniz, anlık mutluluklar için sağlığınızı riske atmazsınız. ya da bazıları diyebilir ki; "ee zaten geçici hayat diyorsun, öleceğimiz ne zaman belli değilken, o zaman anlık zevklerden niye mahrum olayım ki; bir dilim pasta yiyeyim, ya yedikten sonra öleceksem, o zaman onun değerini iyi bileyim, tadını çıkarayım", e bu da bir bakış açısı tabii, neyse, konuyu sarptırmayayım yine. herkes istediği gibi yaşar tabii. bir adam şey demiş; "evet sigara öldürücüdür biliyorum, ölümüm bundan olacak kadar da sigarayı seviyorum" :)
şu anki felsefemde, hayata bakış açımda; çok daha özgürlük var. eskisi gibi maaşlı bir işim olmadığı için, ya da düzenli sabah 8 akşam 6 ile işe gitmediğim için de değil, ya da öğrencilik ya da yarım bıraktığım doktora dönemlerimdeki ders sınav ödev makale vb. sorumluluklarının yükü olmadığından da değil. yine var sorumluluklarım, başka alanlarda da olsa. özgürlüğüm bunlardan değil; kendime koyduğum mutlu olma şartlarımı kaldırmamdan, ki hiç bilincinde de değilmişim onların meğer, o olmazsa olmazların...
belki ölmedim geçtiğim 9 Haziran'da, ve bu konuda, yaşamam konusunda bana yardımı olan tanıdığım tanımadığım yakınım olan olmayan insanlara da buradan teşekkür etmek isterim. ama Tanrı'nın daha ölmemi istemediğini de anlamış oldum, daha vaktim varmış demek ki. şu anda yaşamın değerini biliyorum ve ölümden de korkmasam da, ama zamanımın daha gelmemiş olduğunu da anladım. şununla bitirmek isterim cümlemi; yaşamımızın değerini anlamak için ve gerçekten mutlu olmak için, hayati tehlike atlamayı beklemeyelim. Yaşamıma sahip çıkıyorum yine, ve yine yaşıyorum, yine hedefler hayaller de koyacağım önüme; ama google+'da hakkımda bölümüne de yazdığım gibi, yeni bir başlangıç yapıyorum; ve buna, 2013 yazı gibi başlasam da, bilincine ermem, 2014'lerde oldu. hayat yeni başlangıçlarla dolu olabilir aynı hayatta, ama bazı başlangıçlarınızın gerçekten farklı ve mihenk taşı niteliğinde olduğunu da bilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder