11 Haziran 2014 Çarşamba

Annemle sohbetimizden 4

dün anneciğimle Tarabya sahilinde bir kafede oturmuş sohbet ederken, boğaza bakarken, anneme dedim; İstanbul'da Boğaziçi köprüsünden milyon kere geçsem yine de bıkmıyorum, kar yağışlarından da her kar yağdığında bana çok özel geliyor diye, kuşları da öyle... Her köprüden geçişimde, her kar yağdığında sanki ilk kez görüyormuşum gibi heyecanlanıyorum öyle bakıyorum, ve daha önceleri de kuş görsem de, bıkmıyorum, İstanbul'da her kuş özel geliyor. Herhalde Antalya'da doğduğum için, tamam orada da binbir kuş var tabii ki. Ama ilginçtir ki, Antalya'nın da her gün batımı gün doğumu manzarası, muhteşem Konyaaltı sahili ve denizi, Beldibi'si, Kemer'i, Side'si, Kaş'ı... büyüleciliği de benim için aynı heyecan vericiliktedir. bazı güzelliklere o kadar aşık oluyorum ki, bana her görüşümde özel geliyor ve fotoğraflamak istiyorum. her bir kuşunu İstanbul'un, her bir kar yağışını, her boğaz manzarasını, köprüden her geçişimi; Antalya'nın her gün doğumunu batışını denizin üzerinden... bıkmam asla asla... sonra da anneme de onu söyledim; "aşk biriyle diğerleri arasındaki farkın fazlaca abartılmasıdır" diye bir söz varmış dedim; dünyanın binbir köşesinde deniz var, köprü var - belki bir İstanbul boğazı yok ama- , manzara var, doğa harikası var, var da var. ama aşk işte, aşk işte, n'apalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder